şerit ihlali yapmış bir arabadayım, düşüncelerim hayatımı hatalı solluyor, bazı bazı sert bir durgunluğa gömülmek istiyorum ama aynalarda ve romanlarda iğneleyici bakışlarım beni rahat bırakmıyor
çaresiz, tenime yakın geçen bir martıya bağlanıyorum, kaşlarımı buluta dudaklarımı denize boyuyorum
iki ölü altı yaralı
bazen
başkalarının da duygularını yaşamak istiyorum ama bu hayali odadan bile çıkamıyorum aslında, ben sadece virajlarımı yumuşatmaya çalışıyorum, her damla elektrik direğiyle, plastik oyuncakla, yalıtım malzemesiyle; her damla bilimle, teknolojiyle, eğitimle ve yatırımla; her damla plan ve programla, her damla bilim-kurguyla, postmoderniteyle, globalleşmeyle; her damla dogmayla, teoriyle, tarihle; her damla yasayla, tanrıyla, peygamberle, ahlakla ve kutsal kitapla biraz daha iffetsizleşmeye başlıyorum ve arkamı dönüp eğiliyorum, önce donumu indiriyorsunuz, sonra vatana millete hayırlı oluyorsunuz, bir parça karanlık daha, bir parça beton daha karıyorsunuz
beyefendi, tam da o anda bir cinayetten bahsediyordunuz, çok duyguluydu ve bundan dolayı pahalı bir cinayetti ama ben telaşlarımı arabada unutmuştum, olan bitene bir anlam veremiyordum
tam da o anda bir cinayetten bahsediyordunuz, gişe rekorları kırıyordu, dionysos büyük bir başarıyla katledilmiş, tüm deliller karartılmıştı, herkes katili karanlık çağ zannediyor ve bundan dolayı sizi çok seviyordum betonunuzu uygarlığınızı sapınızı kökünüzü kokuşmuş ahlakınızı
tam da o anda bir cinayetten bahsediyordunuz, çok güzel bir kurgusu vardı, insanlar artık dev iş makinelerine ayak bağı olmuyordu, durmadan çalışıyorduk , ibadethanelerden pek uzaklaşma şansımız yoktu, nasıl düşüneceğimize dair, ne zaman nerede bulunacağımıza dair, insanın nasıl seveceğine nasıl nefret edeceğine dair, ne içip ne yiyeceğimize dair çok sıkı ve gerekli kurallarla uyum içindeydik, yani hepimiz özgürdük ticari manada ve mükemmel bir ülkümüz vardı: mutlak daimi ilerleme
şerit ihlali yapmış bir arabadayım, düşüncelerim hayatımı hatalı solluyordu
“bunalım bölgesine hoş geldiniz sayın seyirciler kemerlerinizi bağlamayınız, son ana kadar dua ediniz, dua iyidir, uyuşturur, frenleri ben bozdum, zemini ben kayganlaştırdım , fon müziğini ve dekoru da ben seçtim, kendinizi suçlamayınız ,virajları da biraz yumuşattım, bana kızmayınız, her şey pürüzsüz bir ölüm için ,sert bir durgunluğa gömülmek istiyorum ,beni suçlamayınız ,elimden gelenin en iyisini yaptım”
iki ölü altı yaralı
üçü ağır
*Düşünkara Fanzin